MASALLARIN ARDINDAKİ GERÇEKLER

Gizem Altuncevahir

MASALLAR ASLINDA NE ANLATIYOR?

Çocuklara neden masal okuruz? Birçoğunuzun çocuğu eğlendirmek, iyi hissettirmek, vakit öldürmek, uyumasını sağlamak gibi şeyler söylediğinizi duyar gibiyim. Hayır efendim! Siz yardımcı olması yönünden araç olarak kullanıyor olabilirsiniz. Ancak durum hiç de bildiğimiz gibi değil...

Masallar çocuğun dil gelişimi olumlu yönde etkiler. Kelime dağarcıkları gelişir. Öğrenirken eğlenirler. Faydası sadece bu mu? Tabii ki hayır. Masaldaki karakterle kendini özdeşleştirir, kendini onun yerine koyar. Onunla üzülür, sevinir. Hayal gücünü de geliştirir masallar. Siz masalı okurken sonrasında olacak olayları zihninde canlandırır, tahmin eder. Masalın bazı bölümlerinde durup çocuğunuza sonrasında ne olacağını sormanız yaratıcılığın gelişmesinde fayda sağlayacaktır.

Ne diyorduk? Çocuklara her masalı okumamalı, iyi seçimler yapılmalı. Çocuk kendini karakterle özdeşleştiriyor dedik. Öyleyse karakterin yaşadığı travmalar da çocuğa işleyecek. Altında verilen mesajlar da çocuğa geçecek. Cinsiyetçilik, cinayet, şiddet, ahlaksızlık gibi konuların verildiği masallar çocukta kötü etkiler yaratacaktır. Ve biliyorsunuz ki küçük çocukların eğitilme şekilleri ileriki yaşamlarına da yön veriyor. Son zamanlarda cinsiyetçilik kelimesi çok sık karşımıza çıkıyor. Peki nedir bu cinsiyetçilik? Başta prens, prenses olarak karşımıza çıkan ve diğer kahramanlara da genellenebilen bazı özellikler var. Kadın kahramanlar kırılgan, korunmaya muhtaç, narin, ev işi yapan ve güzel olmak zorunda olan kişilerken erkek kahramanlar ise güçlü, kahraman, yakışıklı olarak kişiler olarak karşımıza çıkıyor. Gözlerinde muhteşem olan o kahramanların yaptığı hareketler çocukların doğruları haline geliyor. O yaptıysa ben de yapabilirim...O doğruların yanlış olduğunu anlatmak da zor oluyor. Bastırılsa bile kabul ettikleri doğrular zihinlerinde bir yerlerde yer ediniyor. Uygun zamanda ise ortaya çıkıyorlar.

O çok güzel görünen klasik masalların altında yatan mesajlar var. Günümüzde de anlatılan bu masalları anlatacaksanız önce çocuğun soracağı sorulara yanıt verebilecek düzeyde olmalısınız. Bu zihinsel düzey, çocukta travmaya yol açabilir. O yüzden ne okuduğumuza çok dikkat etmemiz gerekiyor. Birçok klasik masal aslında aşırı travmatik. Çünkü günümüz kültürüne göre değil, feodal kültüre göre yazılmış. Mesela Keloğlan, Külkedisi, Pamuk Prenses, Hansel ve Gratel... Hadi Hansel ve Gratel'i bir inceleyelim!

Bu masalda herkesin yemek yiyebildiği, maddi durumu iyi olan bir aile söz konusu değil. Maddi durumları o kadar kötü ki bu durum manevi olarak da yansımış. Ailenin, çocuklarına yemek dışında verebilecek hiçbir şeyi kalmamış. Sevgi de dahil...
Baba bu durumun farkında değil fakat anne gerçekle yüzleşmiş. Evet, elimizde çocuklarına verecek bir şeyi kalmayan bir anne var. Bir bakıma daha fazlasını vermesi onun yok olma yolunda ilerlemesi demek oluyor. 

Biliyorsunuz ki siz ebeveynler çocukların gereksinimlerini karşılamakla yükümlüsünüz ve çocukların çok fazla gereksinimi var. Masalımızda da ailenin tüm bu yoksullukta çocuğun gereksinimlerini karşılaması için kendilerinden ödün vermesi gerekiyor. 

Anne, realist bir kadın. Realistliği sayesinde gerçeklerin farkına varıyor. Gücün tükendiğini görüyor. Çözüm yolları ise çocukların ormanın derinliklerine geri dönmeyecek şekilde gönderilmesi oluyor. 
Çocuklar gittikten sonra anne artık aç kalmayacak. Bunu sadece midenin doyması olarak düşünmemeliyiz. Kendine ve eşine vakit tanıma, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme olarak da sayabiliriz.

Aslında bu, her yönden bildiğimiz bir durum. Çocuk doğar doğmaz hayatın merkezinde oluyor. İhtiyaçlarını karşılamak ebeveynlere düşüyor. Gülmesine, ağlamasına, hastalığına, bakımına aile koşturuyor. Aile kendini kenara bırakıp çocukla ilgileniyor. Bunları yapmak ise bir hayli emek, güç, sabır, enerji gerektirir ve insanı yorar. Çocuğun yaşı ilerledikçe kendisi deneyimleyerek öğrenmeye başladığı için sizden uzaklaşır. Kendi kendine, yaşayarak öğrenmesi ve tam da bu noktada ailenin çocuğu yaşama hazırlaması gerekiyor. Bu noktada ise çocuklarını tek başına ormana bırakmayı çözüm olarak buluyor.

Masala bakarsak anne realistik olduğu için kararı verirken daha net bir tutum sergiliyor. Baba ise daha güvensiz. Çocuklarının ormanda hayvanlara yem olabileceklerini, kaybolabileceklerini düşünüyor. Babanın bu düşüncelerine karşı annenin ısrarcı tavrı bir ikiliğe neden oluyor. 

Hansel konuşmalara tanık olduğu için evden gönderilirken hazırlıklı gidiyor. Bu, aslında çocukların eve ne kadar bağlı olduklarını gösteriyor. Anne tüm zamanlarda koruyucu görüldüğü için onları gönderme konusundaki tutumuna rağmen çocuklar ona bağlılar. Anne; kopulmaz, kutsal, koruyucu olan kişiyi simgeliyor.

İkinci kez evden gönderilmeleri ise artık anneden kopuşu gösteriyor gibi ama aslında anneye yaklaşmayı temsil ediyor. Yolda yenilebilen tatlı evin, tehlikeli olabileceği düşüncesini bile düşünmüyorlar. Tatlı evi yemeleri, çocuklara tekrar anne cennetine kavuşma hissini yaşatıyor. Yani, bencillik olarak karşımıza çıkıyor.

Masaldaki cadı aslında anneyi anlatıyor. Çocuklara cenneti sunmuş ancak karşılığında onları hapsetmiş. Hansel'i yeme isteğine kadar uzanan bir duygu oluşmuş. Yani, "Ben kendimi feda ediyorsam onlar da kendilerini benim için feda etmek zorundalar." düşüncesinin bir dışavurumu olarak görebiliriz. Hansel, iyi bakım karşılığında kendi özgürlüğünü vermiştir. Cadı (anne), ona kendi başının çaresine bakma seçeneğini sunmuş ama Hansel anne cennetine dönmeyi tercih etmiştir.

Hansel ve Gretel, ormana gittiklerinde kayboluyor. Orman, yaşamı temsil ediyor. Ormanda kaybolmaları ve tatlı evi gördüklerinde yemeleri onların anne özlemini gösteriyor. Yani, "Kaybolabiliriz ama annemiz bizi bulur ve bize cennetini yaşatır"düşüncesi ön planda görülüyor.


Masallarda hep erkek kurtarıcılar karşımıza çıkıyor. Her zaman olduğu gibi burada da Hansel kurtarıcı gibi görünse dahi aslında Gretel kurtarmayı üstleniyor. Cadı, Hanseli yiyecekken onu fırına itmesi anneden kopuşunu anlatıyor. Artık anneyi hayatlarından çıkarmış oluyorlar. Yani artık ruhen de özgürler...



#hanselvegratel #masal #masalseçimi #masalseçimininönemi #masallardabilinmeyenler #masallarıngelişimekatkısı

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)